Birinci Madde şudur - Bu Sanatın her Üstadı, akıllı ve hizmet verdiği Lord'a bağlı olacak, onun mallarını harcarken aslında kendi malını harcıyormuş gibi davranacaktır. Hiç bir Masona, ülkedeki tahıl ve malzeme kıtlığı uyarınca, hak ettiğini bildiğinden fazla ücret ödemeyecektir. Ne de, her adamın yaptığı işin karşılığını almasının engellenmesinden yana olacaktır.
İkinci Madde şudur - Bu Sanatın her Üstadı, Birleşime belli bir nedenle engelli sayılabilecek olmadığı sürece zamanında gelmesi için önceden uyarılmalıdır. Fakat, her ne olursa olsun, böyle bir Birleşime karşı çıkacak olurlarsa, ya da Efendilerine karşı herhangi bir şekilde kusur işlemiş ya da onlara zarar vermiş olurlarsa, ve Sanatta bir skandal yaratırlarsa, ölümcül durumda olmadıkları sürece engelli sayılmayacaklardır; ölümcül durumda olsalar bile, hastalıklarını toplantının Başkanı olan Üstada bildireceklerdir.
Üçüncü Madde şudur - Hiçbir Üstat, en azından yedi yıldan daha kısa süreli bir Çırak almayacaktır. Çünkü, daha kısa süreli bulunursa bunun Sanata bir yararı dokunmaz, ne de Lorduna gerektiğince hizmet edebilir ve bir masonun alması gerektiğince ücret alabilir.
Dördüncü Madde şudur - Hiçbir Üstat, hiçbir kazanç düşüncesiyle, köle kanından doğmuş birini yetiştirilmek üzere Çırak olarak almayacaktır. Çünkü, bağlı olduğu Efendi, isterse, onu Locasından çıkarıp ya da çalışmakta olduğu yerden alıp bir başka yere götürebilir. Ola ki Kalfaları da ona bu konuda ona yardım eder ve onu sağlık verirler, ve dolayısıyla ortaya gülünç bir durum çıkar; bu yasaktır. Bir diğer nedenle ki, Sanatı bakımından, daha önce de söylenmiş olduğu gibi, bu büyük Efendilerin özgürce babası oldukları çocuklarıyla başlamıştır.
Beşinci Madde şudur - Hiçbir Üstat bir Çırağına onun çıraklığı süresince, hizmet ettiği Efendi’den hak edebileceğini bildiğinden fazla kazanç vermeyecektir; ne de çok fazla verecektir ki, eğitilmekte olduğu yerin Efendisi, onun bu eğitiminden ötürü kazançlı çıksın.
Altıncı Madde şudur - Hiçbir Üstat, hiçbir yararlanma ya da kar amacıyla, eğitmek üzere noksanlı, yani olması gerektiğince iyi çalışamamasına neden olacak bir sakatlığı bulunan bir çırak almayacaktır:
Yedinci Madde şudur - Hiçbir Üstat bilerek, herhangi bir uyurgezere yardımda ya da bakım ve geçimini sağlamada bulunup onun çalmasına olanak vermeyecektir. Çünkü, uyurgezer oldukları için, gündüzün işlerini ve ödevlerini tam olarak yerine getiremezler, böylelikle de Kalfalarının öfkelenmesine neden olabilirler.
Sekizinci Madde şudur - Eğer bir yetkin ve hünerli Mason iş aramak üzere gelir de, çalışmalarında noksanlık ve beceriksizlik görülecek olursa, o yerin Üstadı, Efendi'nin çıkarını gözeterek, yetkin olanını işe alıp diğerini işten uzaklaştıracaktır.
Dokuzuncu Madde şudur - Hiçbir Üstat bir diğerinin yerini almayacaktır. Çünkü ‘Masonluk Sanatı’nda denildiği üzere, hiç kimse, ona projeler gösterilmiş olsa bile, başkası tarafından ve kendi projeleriyle başlanıp bitirilecek olan bir işi, Efendi'nin çıkarına, onun kadar iyi bitiremez.
Bu düzenlemeler, çeşitli illerden gelme çeşitli Efendiler ve Üstatlarca Masonluğun çeşitli Birleşimlerinde yapılmıştır.
Ve bunların geçerliği şöyledir ki, her kim bu Sanata girmek isteyecek olursa, öncelikle Tanrı'yı ve Kutsal Kilise'yi ve tüm Azizleri, ve Üstadını, ve kendi Kardeşleri gibi Kalfalarını sevmesi gereklidir.
*** Not: Kutsal Kilise'yi ve Azizleri sevmek, Katolik inancının temel ilkelerindendir. Burada "Kutsal Kilise" denilince, bunun anlamı herhangi bir tapınak ya da herhangi bir kiliseyi yöneten din adamları değil, doğrudan Katolik Kilisesi'nin başında bulunan, dinsel hatta sosyal konulardaki otoritesi tartışılmaz sayılan papa ve kardinaller topluluğudur.
“Maddeler” burada son buluyor. Bundan sonra “noktalar” başlayacak. Bu maddeler üzerinde pek bir görüş belirtmedim. Aslında açıklanma gerektiren yerler yok değil. Soran olursa, elimden geldiğince yorum yaparım.