Özür Mektuplarım -1-
Category : Kişisel Bloglar
Merhaba sayın Hür Köşe okurları.
Hür köşedeki bu ilk yazımda çeşitli tarihlerde başka başka insanlara yazdığım özür mektuplarını sizlerle paylaşmayı uygun buldum. Bence insanın özür dilediği pişman olduğu anlar insanlığını en çok hissettiği anlardır. Sizleri de duygularıma ortak etmek hatta sizlerin de fikirlerini almak istedim. Bunların bir kısmı kalemle yazılmış mektupken bir kısmı ise elektronik mektuptur ama ben hepsini aynı duyarlılıkla yazmaya gayret ettim.
İlk mektubum Bilgisayarlı Muhasebe öğretmenime yazdığım özür mektubu. Ben söz konusu kurs esnasında dersle ilgili bir hususta meramımı anlatamamıştım. Anlatamadığım konu hakkında araştırma yaptıktan sonra hocaya konuyla ilgili bir mail atıp söylemek istediklerimi aktardım. Mektup sıkıcı olmasın diye de aralara espiriler serpiştirdim.
Hocam Merve Hanım, henüz 23 yaşındaki bir kız. Sanırım o yaştaki kızlar biraz alıngan olabiliyorlar. Merve Hanım mektuba çok alındığını söyledi. Özellikle yaşının küçüklüğüyle ilgili yaptığım “Gördüğünüz gibi muhasebe bilgim kuvvetli, eee ne de olsa siz arabaya düt düt derken ben arabalara amortisman ayırıyordum.” şeklindeki espirime çok kırılmış. Ben de kendisine yüreğimden koparak şu özür mektubunu yazdım:
İyi gunler Merve Hocam, Gecen hafta size "fifo lifo secimi" hakkinda atmis oldugum maile serpistirdigim yer yer ukalaliga ve laubalilige varan espiri denemelerim icin sizden ozur dilerim. İlk başta espirileri anlamadiginizi dusunup biraz bozuldum, hatta bozuldugumu Facebook üzerinden Hale Ablaya da aktardım ama daha sonra dusundum de bir seyin "espiri" olabilmesi icin karşımdaki kisinin de buna gülmesi gerekir. Sizin gülmediginize gore espirilerim dogru yapilmamiş demektir. Benim gibi komedi filmi senaryosu yazmaya kalkan bir amator senarist aday adayinin espiri yapamamasi affedilir hata degildir. Ayrica sizin yetersiz olduğunuzu dusunduğümu zannetmenizi istemem; ben gerçekte araba amortismaninin hangi hesaptan ayrildigini bu gün dahi bilmiyorum. Yaş büyüklüğünü de hayatimin hiç bir döneminde üstünlük olarak gormedim. Eski tavla ustalari "biz adamı tavla diye oynariz" derler ya, Siz de beni amortisman diye ayırırsınız bunun bilincindeyim. Sizin benim yuzumden uzuldugunuzu dusununce kalbim acıdı. Bir hayli zor sekilde uyuyabildim. Bu mektubu yazarken de uyuyamamamla ilgili bir kaç espiri aklima geldi ama durumu ciddiye almadigim duşünülmesin diye hiç birini yazmadim. Belki siz anlayamazsiniz ama akla gelen espirinin yazılamamasi da biraz aci veriyor. :((( Özetle sizi üzdüğüm icin beni affetmenizi rica ediyorum. Vaktinizi aldim; kusura bakmayin. Serkan Egesoy.
1 Comment
ali korkmaz
12/02/2013 at 10:02 amözür dilemek en büyük erdemlikdir özür dilemek insanlığı kaybetmek korkmak çekinmek değildir aksine kazanmakdır büyüklükdür saygınlıkdır..