Bu başlık altındaki tartışmaya pek de girmek istemezdim aslında çünkü düzeyi düşürülüyor yanlış bir tutumla.
Henüz tartışma bireyselleşmedi. Umarım böyle bir şey olmaz. Çünkü bu forumda öyle durumlarla karşılaşmak beni pek üzüyor.
Aslında kusura bakmasın ama yanılgılı tutum Sayın Baron’un deyişinde. İki seçenekten biri geçerli. Ya bu konuyu iyi bilmiyor, öylesine bir alıntı yapmış bir yerden ya da konuyu biliyor ama pek kısa kesmek istediği için böyle saplantılı bir durum çıkmış ortaya.
Düzelebilir.
Şöyle yapsak:
Gerek Illumines d'Avignon, gerek Bavarische Illuminaten gerekse diğerleri çoktan tarihte kaldı. Bir ara Sayın Zagzagel de değindi buna. O bağlamda Adam Weisshaupt'tan söz edince, Baron von Knigge kesinlikle bir yana itilip bırakılamaz. Nitekim bu nedenle Sayın Mustafa Kemal deyişinde haklı.
Üstelik sadece Bavyera ile bitiremeyiz bu konuyu. İşin içine bir de Martinez de Paschalis (Martin de Pasqually) andından Louis Claide Saint-Mertin girer ki, kalk altından kalkabilirsen. Illuminati derken kendini Martinizm’in göbeğinde bulursun.
Illuminati örgütlerinin öngördüğü, yer yer birbirinden farklılıkları da olabilen ama temelde özdeş Aydınlanma Felsefesi'nin peşinde koşanların örgütleri tarih içinde kurulmuş, çalışmış, varlıklarını sürdürememiş, onların yerine yenileri oluşturulmuştur. Kimileri bilimseldir, kimileri gizemci, kimileri okült, kimileri de pek bir romantik.
Tüm bu çerçevede varlığı ve yürürlüğü yitirilmemiş olan Aydınlanma Felsefesi'dir.
Aydınlanma Felsefesi'ni izleyen ve savunan hiçbir kuruluş gizli olmamıştır çünkü buna gerek olmadığı gibi böyle bir şey zaten o felsefenin özüne aykırı düşer. Burada da gizli-ezoterik ayırımına çok dikkat etmek gerekir.
Günümüzde Ayrdınlanma Felsefesi'ni izleyen tüm kurum ve örgütler, 18. yüzyıl sonundaki Aydınlanmacıların izini sürmekte değildir. O günden bugüne derelerden ve köprülerin altından çok sular akmış, çok derenin akış yönü ve rejimi değiştirilmiş, çok yerde barajlar kurulmuş, çok köprü atılmış ve yerlerine ya da başka yerlerde öncekilerin işlevini görmek üzere daha başkaları yapılmıştır.
Aydınlanma Felsefesi kendini bu süreçten soyutlayıp, iki yüzyıl öncesinde kalırsa, bugün müzelik olmaktan başka bir değer taşımaz.
Günümüzde Aydınlanma Felsefesi'ni izlemekte olan kurumlar vardır ve Masonluk da onlardan biridir. Masonluk açısından farklı olan, bu kurumun salt o felsefenin üzerine oturmakla yetinmemiş oluşudur.
Ancak İlluminati örgütleri de varlıklarını sürdürmektedir.
Burada size bir dehşetli komplo teorisini de sunabilirim ama onu geçmek istiyorum bir kalem.
Burada Sayın barın günümüzdeki Illuminati’den söz etmek istiyorsa, bize Theodor Reuss’u anlatabilirdi. Bu daha anlamlı olurdu çünkü hiç olmazsa yüz yıl daha ilerlerdik böylece ve sayın Zagzagel bundan hoşlanabilirdi. Leopold Engel’in kurduğu örgütten de söz edebilirdik.
Olmadı mı?... O zaman “Ordu Illuminatorum” adlı örgüte gelebilirdik. Ancak dikkatli olmalı. Böyle giderse işin içine Sebottendorf da karışabilir. Bunun sonrasını da bilen bilir.
Şöyle yapsak demiştim ama kendi kendime soruyorum: “Bu öyle karmaşık bir konu ki, şimdi ne yapsak?”
Şu “Kaostan düzene” sözünü kim nereden çıkarmış? Onu düşünsek daha iyi.