Bazı zaman bir başlık ortalık yerde kalakalıyor.
Bu aşamaya kadar yazdıklarımıza Ansiklopedik Mason Sözlüğü’nden alıntıyla birkaç satır daha ekleyelim de bu başlık altında biraz daha anlam olsun bari…
Şöyle deniyor:
“Umut, çok daha basit olarak, bireysel ilişkilerde geçerli olmak üzere söz konusudur. Bu bağlamda umut, şimdilik olumsuz ya da yetersiz görülen bir tutum ya da benimseyişin, ileride olumluya dönüşeceği ya da olgunlaşacağına ilişkin bir bekleyiştir. Bu nedenle umut, Masonluğun önde gelen töresel ilkelerinden tolerans ve sabır ile bağlantılıdır.”
Bu demektir ki, o iki kavram da burada ele alınmalı.
Devam ediliyor:
“Her insanın toleranslı olması, başkalarına tolerans göstermesi beklenir. Bu şimdilik görülemiyorsa, gelecekte görülebileceği umulur. Bu da sabretmeyi gerektirir. Ancak bunun gerçekleşebileceğinden umut kesilirse, tolerans da sabır da sona erer. Bu nedenle toleransın anlayış ve sevecenlikle başlayıp umut ile sürdüğü söylenir.”
Bir de sevecenlik yani şefkat kavramı girdi işin içine.
Bir umut kavramından üzerinde durulmasında yarar olan üç kavram çıkardık. Ancak onları ayrı başlıklar altında ele almalı.
Bu aşamada belli olan şu:
Umut olmayınca yaşamın sonrası yok.
Yaşamdan sonrası için bir umut beslemek boşuna çünkü bazı dinlerde her ne denilirse denilsin, yaşamdan sonrasının olup olmadığı, varsa nasıl olduğuna ilişkin hiçbir doğru dürüst bilgimiz yok.
Bu işler öyle varsayımlarla falan da olmuyor; bu hiçbir yarar getirmiyor.
Yaşamdan sonraki bir diğer yaşam için bu dünyada töreli olmaya girişmek, açıkça Tanrı ile bir pazarlık, bir çıkar alışverişidir.
Gelin biz bu dünyada töreli olalım; insanlarla iyi ilişkiler kuralım, insanlığın olumlu geleceğine umutla bakalım.