Mimar Sinan

Mimar Sinan

Category : Kişisel Bloglar

Mimar Sinan veya Koca Mi’mâr Sinân Âğâ diye de tabir edilen, Osmanlı baş mimarı ve inşaat mühendisi. Osmanlı padişahları I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan, camiler medreseler külliyeler turbeler gibi yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde dünyaca tanınmış ve tanıtılmıştır.

Peki bu Koca Mimar Sinan Aga’nın yapmış oldugu yapıt ve mabetlerin geçmişten günümüze gelen ün’ü neden hiç bitmeksizin devam etti sadece ün’ünün devam etmesi bu yapmış oldugu mabetlere mi baglıydı ?

 

Yoksa..!!!


10 Comments

Hasan Sabbah

01/10/2014 at 10:55 pm

Yoksa Mason muydu? Mimar Sinan’ın Mason olduğuna dair bazı yazılar okumuştum.Doğru olabilir mi?

hasan inç

05/10/2014 at 7:32 am

mimar sinan bence masondu

Gokhan GOKCEDAG

06/12/2014 at 11:39 am

Bırakın mason olmayı suan dunyada yahudı karsıtlıgının sımgesı olan bır orgutun mensubuydu ortalarda HITLER YASIYOR cumlesını sublemınal olarak her uyesı her konusmasında kullanıyor .bu cumle anlamlı bır yerde olmadan satıraralarında bahsedılıyor ornek kişi dilipak

Murat MAZMAN

17/12/2014 at 11:29 am

iyi bir inşaacıymış belli ama sanatında doruğunda olması efsane olmasına kafi değildi. Mason olabileceğini düşünüyorum bende bi kaç ekleme yapayım
Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem yaratarak çözdüğü söylenir.
Ayrıca minarelerin şerefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir bir dehanın ürünüdür. Almanlar aynı sistemi meclislerinin önündeki dev kürede kullanmışlardır.
Mimar Sinan, bu sistemi 2 metre çapındaki minarelere yüzyıllar önce monte edebilecek bir dehadır.

Selimiye Camii’nin zemini gevşek toprakmış. Bu nedenle, minarelerinin yakın zamanda yıkılacağı farkedilmiş. Uluslararası bir grup bilim adamı toplanmışlar. Nasıl kurtarırız bu tarihi minareleri diye kafa kafaya vermişler. Sonuçta en son teknoloji olan metal kelepçelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi çözüm olduğuna karar vermişler. Minarelerin temellerini açınca, koymayı düşündükleri kelepçelerin aynısıyla karşılasmışlar. Mimar Sinan bilmem kaç yüzyıl önce aynı şeyi düşünmüş meğerse….?
Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan bu büyük yapı Süleymaniye Cami’nin restorasyon çalışmalarını yapan bir yetkili, hayretini gizleyemeyerek ”Koskoca camide bir tane örümceğe rastlamadık” demektedir. Süleymaniye Camii’nin avizelerine dikkatlice bakılırsa kandil çanaklarının aralarında kahverengiye dönüşmüş renklerde yumrular görülür. Bu yumruların devekuşu yumurtası olduğunu bir çok kişi bilmemektedir. İşte örümceği camilerden uzaklaştıran dahiyane buluş bu yumurtalardır. Bir takım araştırmalar neticesinde örümceğin bu devekuşu yumurtalarının yaydığı kokudan rahatsız olduğunu keşfeden Büyük Mimar Sinan, bundan tam 400 yıl önce, uzak diyarlardan devekuşu yumurtaları getirterek, camileri koruma altına almıştır. Şu an bu yumurtalardan bir kısmının restorasyon çalışmaları sırasında kırıldığını, bir kısmınında çalındığını ve şimdi ise sadece 30-35 adet kaldığı ifade edilmektedir. Ayrıca bu yumurtaların Afrika’dan o tarihlerde Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından getirtilmiş olduğu söylenmektedir
Bir zamanlar mihrabın önündeki sağlı sollu kandillerde devasa mumlar yanarmış,cami onlarla ve kandillerle ışıklandırılırmış. Mumlardam çıkan duman isleri, mükemmel olarak inşa edilmiş bir yol ile caminin hava cereyanı marifetiyle o yoldan yukarıya çıkar ve en üst bölmede bulunan bir çekmecede toplanırmış.Ve tabi ki bu toplanan islerden de en güzel çini mürekkebi yapılır ve hattatlara verilirmiş.

ve efsane

Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Üsküdar ve Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Külliyeleri, hiç açığa çıkmayan platonik bir aşkın izlerini taşıyor.

Mihrimah Sultan 1522 yılında, Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman ile eşi Hürrem Sultan’ın Mehmed’den sonraki ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Mihrimah’a, Farsça’da Güneş ile Ay anlamına gelen adını, babası Sultan Süleyman koydu. 17 yaşına geldiğinde, Diyarbekir Beylerbeyi Rüstem Paşa ile evlendirildi.

Rivayete göre o tarihte 50 yaşında ve evli olan Mimar Sinan da büyük bir aşk besliyordu Mihrimah Sultan’a. Aşkına kavuşamayan Koca Sinan, büyük aşkını olanca güzelliğiyle eserlerine yansıtıyordu. Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan Üsküdar ve Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Külliyeleri, hiç açığa çıkmayan platonik bir aşkın izlerini taşıyor belki de. Kimi sanat tarihçilerinin iddialarına göre, Mihrimah Sultan adına yapılan külliyelerin duru, gösterişsiz ve asil duruşuna rağmen içinin alabildiğine aydınlık olmasında da Mimar Sinan’ın duygularının izlerini taşıyor.

Yine iddialara göre Sinan’ın Mihrimah Sultan’ın eşi Rüstem Paşa için yaptığı caminin çinileri ve süslemelerinin tüm ihtişamına rağmen diğer bütün yapılarının aksine daha karanlık olmasının altında da bu aşkın izlerinden bahsetmek mümkün.

Mihrimah Sultan, Mimar Sinan’ı bir gün huzuruna çağırarak İstanbul’da güzel bir yerde kendi adına bir külliye yapmasını ister. Mihrimah, Sinan’ın “Nereye yapılmasını arzu edersiniz” sorusuna “Yerini sen seç” diye cevap verir. Bunun üzerine Mimar Sinan, 1540 yılında Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Külliyesi’nin temelini atar. Külliye, 1548 yılında tamamlanır.

Mihrimah Sultan 1562 yılında Mimar Sinan’ı bir kez daha huzuruna çağırır ve İstanbul’da kendi adına bir külliye daha yapmasını ister. Bu külliyenin yerini de tıpkı bir öncekinde olduğu gibi yine Mimar Sinan Sinan seçecektir. Sinan da ikinci külliye için İstanbul’un en yüksek tepesini seçer. Yeni külliye Edirnekapı surlarının dibine inşa edilecektir. Mimar Sinan’ın camiyi gözden uzakta, ilgiyi çekmeyecek bir yerde inşa ettirmesi, Mihrimah Sultan’a duyduğu gizli aşkın bir ifadesi, bir yansıması olarak yorumlanmasına neden olmuştur.

Camilerin sırrı Mimar Sinan, Mihrimah için, en uygun yerlere en uygun camiyi, padişahın izni ve emriyle, dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir sihirli matematiksel hesapla yaptı. Bu camilerden biri, Üsküdar’daki, etek giymiş bir hanım görünümündeki Mihrimah Sultan Cami. Üsküdar’daki cami ve külliye, İstanbul’un “yedinci tepesi”nin en yüksek noktasında inşa edilmiş. Bir diğeri de, Sinan’ın, Mihrimah Sultan’a olan aşkını tasvir ettiği cami olarak rivayet edilen Edirnekapı cami. Caminin kubbesi, dışarıdan bakıldığında, tüm ihtişamıyla tek başına yükselmektedir. Minaresi sadece bir tanedir. Minaresinin sadece bir tane olmasının nedeni ise şöyle bilinmektedir.

Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami. İki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Yılın sadece bir günü; 21 Mart gece ile günün birbirine eşit olduğu günde eşsiz bir manzaraya şahit olabilirsiniz. İki camiyi de aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit ettiğinizde göreceğiniz manzara şudur:

Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! Bu arada en etkileyici olan kısım ise; 21 Mart tarihi aynı zamanda Mihrimah Sultan’ın doğum günü olmasıdır. Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bu aşkın hiçbir şekilde belgelenemediğini vurgulayarak, “Hikâyenin bir fanteziden, efsaneden öteye geçmesi mümkün değil. Kişi Mimar Sinan da olsa imparatorluğun sadrazamının tek eşine böyle duygular beslenmesi hayatının sonu anlamına gelir. Camilerin yerleri seçilirken veya mimarisinde, Mihrimah Sultan’a özel hesaplar yapılmış olması da bu aşkın varlığını kanıtlamaya yetmez. Mimar Sinan, hangi eserinde hesap yapmamıştır ki?” demiştir.

samir

07/01/2015 at 4:19 am

Bende onun mason olduğu bazı yazılar okumuşdum ama inanmıyorum onon mason olduğuna.

Gökhan GÖKÇEDAG

22/05/2015 at 5:31 pm

Mimar SİNAN (G) Harfinden, 6 sayısından, tabiri caizse salyongoz deniz kabuklarının o muhteşem geometrisinden ,belkide ortak bir ölçütten bi haber alaylı mimarlardandı bence.

Rabiayım ben

14/07/2015 at 7:10 pm

Kardeşim mimar Sinan bile mason biz ölelim o zaman nasıl bi dünya lan bu!!..??

Taryel a-ff

05/11/2016 at 12:27 am

Bende mimar Sinan hakkinda okumusdum ama mason oldugunu bilmiyordum

İSA

29/11/2016 at 6:03 am

Mimar Sinan’ın yaşadığı yıllarda daha MAsonluk yoktu. MAsonuz diye hava atacağınıza biraz analiz yeteneğinizi geliştirin 🙂

Dombilistar

22/04/2017 at 6:05 pm

Hz muhammed mason mu acaba acaba hz adem demi mason du yoksa herkez mason mu doğar

Log out of this account

Leave a Reply

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.

Haberdar ol

Yeni yazilardan haberdar olmak icin email adresinizi girin

YAZI ARŞİVİ

Son Yorumlar