Author Archives: M.Ali Yurdsever

Aydınlık

Category : Kişisel Bloglar

”Işık, karanlık olmadan var olamaz. İkisinin de bir gayesi var.
Benim karanlığımın bir gayesi varsa o da bu dünyaya biraz denge getirmektir.”

Kusur benim imzamdır.Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı diyen kaç kişi var?


Tahir İle Zühre 2

Category : Kişisel Bloglar

Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte….
Mesela bir barikatta döğüşerek
Mesela Kuzey Kutbu’nu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil..
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir’i Zühre sevmeseydi artık Yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahir’liğinden
Tahir olmak ta ayıp değil
Zühre olmak ta
Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil…


Dogru Söze Ne Hacet

Category : Kişisel Bloglar

Dünyanın bütün renkleri bir gün bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar:

YESIL demiş ki: “Elbette en önemli renk benim..ben hayatin ve umudun rengiyim.. çimenler, ağaçlar, yapraklar için seçilmişim.. şöyle bir yeryüzüne bakin, her taraf benim rengimle kaplı…”

MAVI hemen atılmış: “Sen sadece yeryüzünün rengisin..ya ben? Ben hem gökyüzünün hem denizin rengiyim. Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir, ve huzur olmadan siz hiçbir ise yaramazsınız”

SARI söz almış: “Siz dalga mi geçiyorsunuz ?Ben bu dünyaya sıcaklık veren rengim..güneşin rengiyim.. ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz”

TURUNCU onun sözünü kesmiş: “Ya ben?? Ben sağlık ve direncin rengiyim.. insan yaşamı için gerekli vitaminler hep benim rengimde
bulunur.. portakalı,havucu düşünün.. ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayın”

KIRMIZI daha fazla dayanamamış: ” Ben hepinizden üstünüm!!! Ben kan rengiyim!! Kan olmadan hayat olur mu!! Ben tehlike ve cesaretin rengiyim!!! Savaşın ve ateşin rengiyim!! Aşkın ve tutkunun rengiyim!!!Bensiz bu dünya bomboş olurdu!!!”

MOR ayağa kalkmış: “Hepinizden ustun benim.. ben asalet ve gücün rengiyim. Bütün krallar,liderler beni seçmişlerdir..ben otorite ve bilgeliğin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz..dinler ve itaat ederler”

ve bütün renkler hep bir ağızdan kavgaya tutuşmuşlar…her biri diğerini itip kakıyor “en büyük benim” diyormuş… derken.. bir anda şimşekler çakmış,ve yağmur damlacıkları gökten düşmeye başlamış… bütün renkler neye uğradıklarını şaşırmış, korkuyla birbirlerine sarılmışlar.. ve YAĞMUR’UN sesi duyulmuş… “Sizi aptal renkler..bu kavganızın anlamı ne, bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farkli bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz kendinize özelsiniz… simdi el ele tutusun ve bana gelin” Renkler bunun üzerine kendilerinden çok utanmışlar.. el ele tutuşup birlikte gökyüzüne havalanmışlar ve bir yay seklini almışlar.. Yağmur onlara “bundan böyle demiş..” her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü halinde gökyüzünden yeryüzüne uzanacaksınız, ve insanlar sizi gördükçe huzur duyacaklar, güç bulacaklar..insanlara yarınlar için umut olacaksınız….. gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size GOKKUSAGI diyecekler.. anlaştık mı?”

Bu yüzden ne zaman dünyamız yağmurla yıkansa,ardından gökyüzünde
GÖKKUSAGI belirir…

 

Onun İçin Özenti Yapmayın


Nereden Nereye

Category : Kişisel Bloglar

İskoçya’da yoksul mu yoksul bir çiftçi yaşardı. Fleming ‘idi adı. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkardı ve acılı bir ölümden kurtardı. Ertesi gün Fleming’in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini.

”Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum” dedi.

Yoksul ve onurlu Fleming ; ”Kabul edemem!” diyerek ödülü geri çevirdi.

Tam bu sırada kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü.

”Bu senin oğlun mu?” diye sordu aristokrat.

Çiftçi gururla ”Evet!” dedi.

Aristokrat devam etti ; ”Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ilerde gurur duyacağın bir kişi olur.”

Bu konuşmalar sonunda Fleming’in oğlu aristokratın desteğinde eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming’in oğlu Londra’daki St. Mary’s Hospital Tıp Fakültesi’nden mezun oldu ve tüm dünyaya adını penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratın oğlu zatürreye yakalandı.

Onu ne mi kurtardı? Penisilin!

Aristokratın adi : Lord Randolp Churchill’idi…

Oğlunun adı ise : Sir Winston Churchill.

Kurtaran doktor : Çiftçinin oğlu Sir Alexander Fleming.

Paraya gereksiniminiz yokmuş gibi çalışın.

Hiç acı çekmemiş gibi sevin.

Hiçbir şey beklemeden verin.

Karşılığını mutlaka bir gün alırsınız…

 

 

 


Mimar Sinan

Category : Kişisel Bloglar

Mimar Sinan veya Koca Mi’mâr Sinân Âğâ diye de tabir edilen, Osmanlı baş mimarı ve inşaat mühendisi. Osmanlı padişahları I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan, camiler medreseler külliyeler turbeler gibi yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde dünyaca tanınmış ve tanıtılmıştır.

Peki bu Koca Mimar Sinan Aga’nın yapmış oldugu yapıt ve mabetlerin geçmişten günümüze gelen ün’ü neden hiç bitmeksizin devam etti sadece ün’ünün devam etmesi bu yapmış oldugu mabetlere mi baglıydı ?

 

Yoksa..!!!


Kader

Category : Kişisel Bloglar

Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde;
sakın vazgeçme!
İşte orası kaderin değişeği noktadır. Demiş Mevlana Boşa Dememiştik Diger Yazılarımızda Biz Yaşarız Kader de Yazar.Kader Bizi Yaşar Diye…!


Deli

Category : Kişisel Bloglar

Ben Deli miyim? Akıllı mıyım?

Akıllıyım diye düşünenler akıllarıyla hareket edenlerdir.Ben Aklımı 2008 de nereye bıraktıgımı unuttum.Gel Git yapıyor artık.Yüregimle düşünüyorum.yüregimi koyuyorum ortaya.Kazanan veya kaybeden taraf oluyorum.Ama en azından yerimin neresi oldugunu biliyorum.Benim Yerim burası.Yüregiyle düşünmesi gerekenlerin yanı.

 

Benim Yüregimi Koydugum Bu Yolda.Makama Kabulumu Beklemekle Geçiyor İşte Koca Ömür !!!!!

 

(  YURDSEVER  )


Tahir İle Zühre

Category : Kişisel Bloglar

Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmakta Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil.Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte, yani yürekte… Kapıma değil, yüreğime vuran gelsin diyor Mevlana


Dediler İşte

Category : Kişisel Bloglar

Sükût eyledim, ‘Kahrı var!’ dediler.
Biraz söyledim, ‘Zehri var!’ dediler.
Sustum, ‘Kahrından susuyor!’ dediler.
Biraz konuştum, ‘Zehrini kusuyor!’ dediler.

Ne yaparsan Yap, ne dersen de, sussanda konussan da,hep derler

(Hz.Mevlana)


Düşüncelerim Sadece

Category : Kişisel Bloglar

Nasıl ki çıplak insan görünüm olarak nahoştur, normal sözde öyledir aslında. Şair sövse bile kulağa hoş gelir. yani şiir sözlerin giyinmiş halidir. Şiir sözün kıyafetidir, aksesuarıdır, sözün şekle bürünmüş halidir. 
Her kes söyler, konuşur, kendisi için konuşur. Şair her kes için konuşur. Kimsenin itiraf edemediği aşkını, ihanetini, terk edilişini, sevgisini, nefretini, fikrini salt kendisi için söylemez. Şiiri her okuyan kendinden bir parça bulur. Bir şiiri her ne kadar şair yazmışsa da kendi malı değil toplumun malıdır. Toplumun malı olan şiirleri yazmış kişiler ancak şair olarak adlandırılabilirler. Şiirde bir parça vahiy bulunur, şiir ilhamdır, şair sadece araçtır, aracıdır, maşadır. Şair kısacası Şair’dir. Alameti farikası O hep aşıktır. Ya şiir aşk üstüne olmayınca tadı olmuyor..aşk üzerine oluncada can yakıyor..can yakıncada gönül katlanabildigi kadarıyla kalıyor.kısacası beni ben yapan yine BEN..!!


Arama

Category : Kişisel Bloglar

Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi aramakla geçiyor.


TESADUF

Category : Kişisel Bloglar

Tesadüf Diye Bir Şey Yoktur.

Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir. Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle. Hatta bunların tersi de tesadüf değil. Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar. Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan.Kimine Göre tsadüf kimine göre KADER.Madem kader.Kader mi ? bizim yaptıklarımızı yaşıyor biz mi ? Kaderin Yazdıklarını yaşıyoruz.????


Category : Kişisel Bloglar

Bir şiir
Tek bir şiir yazmalıyım
Uyağı rüzgâr olan
Yağmura bürünmüş soluğu

Bir gün
Tek bir gün kalmalı
Benden kalacaksa geriye
Bir öpüş tadı dudağımda

Ve bir öpüş tadında
Olmalı o şiir de....

Haberdar ol

Yeni yazilardan haberdar olmak icin email adresinizi girin

YAZI ARŞİVİ

Son Yorumlar