Haddim olmayarak bir iki noktada ben de yazmak isterim bu konuya
Cogu nokta toparlansa da Aleviler ve Siilerle ilgili soylentilere bir de su acidan bakmayi tavsiye ederim, diger semavi dinlerde de hatta semavi olmayan tarikatlarda da surekli peygamberlik iddialari hatta mesih yakistirmasi yapiliyor. Mesela Sebatay Sevi mesih ilan edilmistir ve sonrasinda ve oncesinde cesitli mekan ve zamanlarda hatta gunumuzde bile mesihlik iddiasinda bulunup yeni Incil yazmaya kalkanlar var. Sebatay Sevi cogu Yahudilerce reddedilmektedir hatta ismini hatirlayamadigim Sebataist bir yazar Yahudi kimligini mahkeme karari ile ancak alabildi. Bu sapkinlik her grupta mumkun. Ben sahsen o kitabi gormedim ama duydum daha once hatta bazilari Kurani Kerim'in degistirildigini kendi ellerindekilerin gercek oldugunu iddia ederler, bunu curuten delil ise 4 Halife doneminde kitap haline getirilen ilk nushalarin halen British Museum'da, Moskova Muzesinde ve cesitli muzelerde muhafaza edilmesidir. Sii arkadaslarim oldugundan kesinlikle onlarin Hz Ali ye butunlukle peygamber yakistirmasi yaptigi yalandir, evet Ehl-i Beyt ve Hz Ali (ra)sevgisi ust seviye de lakin peygamber olarak Hz Muhammed(sav)'i kabulde bir sapkinliklari yok -cogunluk olarak- hatta Islami yasamak adina cogu sunni mezheplerden daha baglilar ve daha cok bilgililer.
Alevilere atfedilen cogu soylemde muhattablarinin cehaletinden kaynaklaniyor, zira bir adam Hz Ali'yi takip ettigini iddia ederken Kuran'i gormezse orada bir sakatlik vardir, bu dusuncede olan tanidiklarim olmustu ama orf-adet arkasina saklanmaktalar genelde. Namaz konusu ise Hz ALi camide sehit edildi ise camiye gitmemek gibi bir mantik tamamen akil disi. Ve camisi olmayan bir Alevi koyu olacagini ben zannetmiyorum sahsen. Turkiye'de cesitli yonlendirmeler ile medya maymunluguna soyunan bazilari kendi inancsiz dusuncelerini Alevilik ile ozdeslestirmeye calistigindan insanlarda yanlis bazi dusunceler olusuyor. En basitinden Alevilerin one atttigi ehli beyt sevgisi ve Hz Ali sonrasi olaylara binaen turkiyede ben hic kimsenin alevi olsun sunni olsun cocuguna Muaviye ya da Yezid ismini koydugunu duymadim/gormedim/bilmiyorum.
Dinlerde ozellikle Islamda savas konusu ile ilgili olarak da bir ornek vermek istiyorum. Insanlarin televizyonlarda gordugunun aksine islami gruplarda silahli mucadele yada baska bir deyisle teroru mesru gorenlerin orani cok azdir, mesela Ingiltere're yakin zamanda El-Kaide baglantisi nedeniyle Amerika tarafindan tutuklanan Ebu Hamza yada Hook (kanca) diye bilinen imamin marjinal grubu bu ulkedeki muslumanlarin %5 ini bile temsil etmez ve diger Islami gruplar da (%95) her firsatta bu saldirgan fikirlerin kesinlikle Islamda tasvip edilmedigini hem resmi kanallara hemde cemaatlerine bildirmelerine ragmen Ingiltere hukumeti bunlari -acikca teroristce soylemlerine ragmen- serbestce kendi hallerine birakmaktadir.
Simdi gelelim son boyutuna, burada arkadaslarin yazdigi gibi Hz suleyman(as) dan Hz Davut(as)'ye kadar cogu peygamber savasmistir. Ama ne zaman savasmistir? ne zmaan ki zulum dayanilmaz boyuta gelmis, ve ne zaman ki dusman acikca kendilerini oldurmeye baslamistir o zaman tamamiyle varlik mucadelesi icinde savasmislardir. Islam daki mesru olan savaslar da hep bu cerceve icinde olmuslardir. Islamdaki ve Yahudilikteki haksiz cana kiymanin cezasi kissasa kissastir bunu da ek olarak yazayim. ( bugun Amerika'da fiilen idam cezasi uygulaniyor cinayet suclarinda). Savas karsiti olarak Yehova Sahitleri inanc bazinda kesinlikle cana zarar veren bir fiile karsilar, saygim sonsuzdur; Lakin bir insanin, cemaatin, dinin zorda kaldiginda kendini savunma mekanizmasi kurmasi yada olusturmasi tamamiyle yaradilisin dogasindan gelen bir seydir ve bu perspektiften bakildiginda konunun daha net gorulecegini dusunuyorum.
Saygilar